Posts

Showing posts from October 28, 2018
Canım yanmıyor attık. Kimseye ihtiyacım da kalmadı. Biri beni kırdığında kırılmıyorum artık.Dost da istemiyorum.Bir tane var yetiyor. Karasevdadan kendi başıma çıktım.4 yıl bu.Dokunamadan her an ölünen, 4 yıl sabaha kadar uyunamayan, kalbin sıkıştığı, ilk 3 yıl gözyaşlarının Adriyatik 'i doldurabileceği bir 4 yıl.Kolay değil,ilaçsız, alkolsüz, Sigarasız. Başla adamların koynuna girip, unutulması için çaba harcanan bir 4 yıl da değil üstelik.  Çocukken çok sevsinler beni isterdim. Çok sevsinler. "Beni ,ben olduğum için sevsinler. "Onlar beni ben olduğum için sevmedi.Kadınları, adamları ön yargı ile öyle bir yüklendiler ki ne yapacağımı şaşırdım.  Yada malum istekle geldiler  "Sevişelim mi?:?" Kızgın değilim.Sevişmediklerim de kızgın değillerdir bilirim.  Nahif,küçük, alıngan, kocaman kalpli bir kız çocuğu. Hedefleri ,hayalleri arasında gerçekte sıkışmış bir kız çocuğu. İş ve para dışında, kimseye bir ihtiyacım yok. Canım yanmıyor artık.Gece olduğunda da sar
Seyahat etmekten keyif alıyordu. Sık sık şehir dışına, bazen de yurtdışına çıkıyordu. Yine bir hafta sonu yaşadığı şehre yakın bir adaya gitti. Ada,vapurla 2 saat uzaklıktaydı. Stephanie  bir yazardı.Bu seyahatler onun yazıları için besleyiciydi. Bazen gittiği şehirleri, köyleri, kasabaları tanıtırdı. Kültürlerini, otellerini, yemeklerini. .Bazen de hikayeler ve öyküler yazardı. Uzun boylu, kumral, ela gözlü, uzun saçlı 30 yaşlarında bir kadındı. Dinamik, komik, karizmatikti. Üzerinde diz üstünde bir etek, ayağında spor ayakkabıları ve bir gömlek vardı. Boş olan koltuklardan birine oturdu. Bir kahve aldı. Denizi izliyor, notlar alıyor, bazen de bilgisayara bu notları giriyordu. Yarım saat sonra yanına 25 yaşlarında bir adam geldi.Sarı saçlı, beyaz tenli, kısa boylu, temiz yüzlü biriydi bu.Üzerinde beyaz bir penye ve mavi bir Jean vardı. Oturabilir miyim, diye sordu. Elbette cevabını aldı ve oturdu. Steph önce ilgilenmedi, adam bir bahaneyle konuşmaya başladı,Steph karşılık verdi. Soh
İnsanların bizim hayatımıza neden girdiklerini bilemeyiz,tıpkı neden gittiklerini bilmediğimiz gibi. Onların hayatına girmemizin bir nedeni olmalı,çıkmamızın bir nedeni olduğu gibi. Mutlaka vardır öğreneceğimiz kavramlar, olgular, bilgiler, duygular, tavırlar.  Gülümsemeyi öğreniriz bazılarında. Beraber ağlamayı, zıplamayı, hoplamayı, kahkaha atmayı. .Bağırmayı öğretiriz bazen, öfkeyi de,paylaşmayı da. Sevişmeyi öğreniriz tüm arzu ve tutkularımızla. Tüm zayıflıklarını göstermeyi öğretiriz ona,bütün saf ve masum duygularıyla. Dokunamadan yıllarca sevmeyi öğreniriz.  Konuşabilmeyi öğrettiklerimiz olur aralarında, görgü kurallarını, saygıyı, sarılmayı, sukuneti.Sabretmeyi öğretir bazıları, susmayı, sınırları, haddini bilmeyi. Aşkı,sevdayı, kavuşamamayı öğrendiklerimiz olur ,yerlerde süründüğümüzü bilmeyenler vardır.  Sinemaya, tiyatroya, sergiye biriyle gitmeyi öğretiriz birilerine, bilmiyorlardır bizden önce.  Dönmedolaba binmeyi öğretirler bize,lunaparkı, birlikte çocuk olmayı. Ç
Aşkın Her Hali. ... Seven ve sevilenin kim olduğunun çok da bir önemi yok aslında. İki kadın olabilir sevenler.Yanlarında birinin küçük oğlu ile birlikte.İkinci evliliklerini yapan 40 yaşında bir çift  olabilir. Genç bir çift de olabilir, balayından yeni dönmüş olan. İki erkek olabilir, birbirlerinin boynuna öpücük konduran. Bir başka kadın ve erkektir belki de akşam ki yemeği planlayan. Belki de çok aşık olup kavuşamamış olan iki indan da olabilir, ilk buluşmalarını gerçekleştiren. 15 yaşlarında iki ergendir belki sevenler. Yaşları büyük bir çifttir, kimbilir, belki gençlik aşklarıdır birbirlerinin. Genç bir adam ve ondan büyük bir kadındır. 5 yaşında iki çocuktur, bir diğeri.  Kim olursa olsun sevenler. Aşktır vazgeçilmeyen