Posts

Showing posts from December 9, 2018
SANATÇI Mualiftir sanatçı. Farklıdır, çağının, yılının, döneminin çok ilerisindedir. Geleceğe göre yapar projelerini, eserlerini kendini kısıtlamadan çıkarır ortaya.  Acaba kim ne düşünür, yapsam mı yapmasa mı, gibi gereksiz düşüncelerle meşgul etmez zihnini, sadece üretir, yazar,sabahlar bazen yazdığı bitmediği için  .Bir tiyatro oyunu ile ilgili 15,20 kitap okur bazen, derin araştırmalar içinde bulur kendini.  Bir resimde yaratıcılığının ve hayal gücünün bütün sınırlarını zorlar, başka dünyalara götürür insanları. Heykel,minyatür, taş boyamak,ahşap oymacılığı, Sedef kakma, cam ,afiş tasarımı,dekor, hepsi yaratıcılık gerektiren alanlardır.  Ruhunu koyar ortaya sanatçı,hepsinde  Görsel Sanatlar ve sinema biraz farklıdır, orada dil evrenseldir, müzikde de öyle.Diller farklı ,yaratılar aynı yada benzeşiktir. Üretir, gece televizyonun karşısında oturmaz, yeni eseri için uğraşır durur.  Disiplinlidir, gece yatması, spora ayırdığı zaman bunlar programlıdır. Kimseye sevimli gö
HAKEDİYORUM  Çok sevilmeyi,sevmeyi, şöhreti,aşkı,parayı, huzuru, sıcak bir evi ve huzuru, mutluluklara ve hediyelere boğulmayı, jestleri, şefkati, başarıyı, ekonomik özgürlüğü, sağlığı, saygı duyulmayı, özlenmeyi, aranmayı, ilgilenilmeyi, Mutluluğu,aşkı,aşık olduğum eşi, işi,sadakati, sevdayı, kavuşmayı, romantizmi, erotizmi, heyecanı, gülmeyi, eğlenmeyi, pamuklara sarılmayı, insanlara faydalı olmayı, seyahat etmeyi, tüm başarı, varlık,kazanç,aşk,ve hayatı  HAKEDİYORUM 
Bu gün o gün...10,11 Aralık 2014.Benim onunla tanışmam. Aşk.Karasevda. Bir kez kahve içemeden, dokunamadan, omuzuna başımı koyamadan, ölmemeye çalışarak; başka birşey yapamadan, sporla üstesinden gelmeye gayret ederek, dostlarına sürekli anlatarak, özleyerek, özlemekten çıldırma noktasına gelerek ama bunu kendine yakıştırmayıp güçlü kalarak, arayamayarak, vakti olmayan insanın başka arkadaşlarına vakit ayırdığını görerek, kilometrelerce yolu o her gittiğinde yürüyerek, ağlayarak, ağlayarak, ağlayarak, yolda,evde, yatakta ağlayarak, sürekli fotoğraflarına bakarak, hastalanarak, sonra yine özleyerek, sürekli onu düşünerek,gidip uzaktan saklanıp izleyerek, yağmurun altında 2 saat dikilerek, kilometrelerce 10 dakika görürüm belki yüzünü okşarım diye gidip seni görmezden gelmesini görerek, ona hediye alıp veremeyerek, hastalandığında yanında olmayıp acı çekerek, gülümsemesine gülümseyerek, mutluluğuna mutlu olup, başarısında gururlanarak, seni yoksaymasına rağmen gururunu unutup arayarak, s
Sen seni özlemenin nasıl bir duygu olduğunu biliyor musun?  Bilemezsin!  Yıllar önce ona aşık olduğumda, biri de bana aşık oldu. Zarar vermedi, terbiyesizlik etmedi, benim aşkımı dinledi, ses oldu, güç verdi, tiyatro konuştuğum tek insan oldu. Nefes olamadı çünkü ben kendimi, onun kendini benden esirgemesi gibi; bana aşık olandan esirgedim. Hasret mi öldü bana, affettim mi, kırgın mıydı bilmiyorum. Ama eğer benim, dokunamadan sevdiğim gibiyse, ne acı çekmiştir. Ben de bir insanın canını yaktım işte. Tek bir farkla, sana duygum yok,keşke olsa ama yok ve olmayacak, başkasına aşığım, seni dostum olarak istiyorum, çağır gelirim dedim. Öbür adama o kadar müthiş bir arzu, aşk, tutku, sevgi vardı ki içimde, kimseleri istediğim yoktu. Üstelik bu adam benim dostum olmalıydı.  Neticede sen sana dokunamamanın nasıl olduğunu bilsen. Göğsün var ya.O kadar hayati bir öneme sahip ki.Orada geçirilecek birkaç saat nasıl güç verir bana. Ya ellerin. Şaplak da isterim onlardan,şefkatte. Sesin ,en çok
Gelse...Ah bir Gelse  Ayağımda terliklerim, Çakıl modeli topladığım saçım, pijamalarım,yada eşofmanım, geceliğim, çılgınca yağan yağmura aldırmadan, bir çırpıda insem merdivenleri or gelmeyen asansörün önünde sabırsızlanıp,sütyen giyip giymediğimi kontrol etsem. Yanına indiğimde hiç konuşmadan sarılsam sadece, güvende hissetsem önce çocuk gibi, yüzüne, kıvrımlarına dokunsam, üşüdün mü desem fısıltıyla, sonra içimdeki dişi tutkuyla yapışsa dudaklarına, ellerim saçlarında,boynuna insem, üşüdüğümü farketse, arabaya binsek, o gün olanları anlatsa; o anlattıkça ben tahrik olsam, arzulasam, beklesem bitirsin anlatacaklarını, bir deniz kenarına ulaşmış olsak, ben kucağına otursam, yüzüm ona dönük olsa, duaklarına hamle yapsam, eli yüzümde olsa,parmakları ağzımda, teker teker çözsem gömleğinin düğmelerini, boynuna insem, elim fermuarına gitse, bir dans başlasa aşağılarda, bütünlük evrene yansısa  ,ruhlar gökyüzünde vals yapsa, orada kalsam, onun olsam, beynim ,ruhum, vücudumu zirveye taşısa.
Hızlı adımlarla girdi alışveriş merkezinden içeri. Kulak altında kesilmiş saçları, uzun boyu, yeşiş gözleri olan bu kadın, normal kiloda ve 50 yaşlarındaydı. Altında siyah dar pantolon, üzerinde bir bluz, ayağında spor ayakkabılar,üstünde uzun bir trençkot vardı. Sakin ve nazikti,güvenliğe gülümsedi, elindekileri koymak üzere emanet dolaplarının olduğu koridora doğru yöneldi. Her zaman bıraktığı dolaplar doluydu, O da başka bir dolaba bıraktı, ceketi ve paketleri, dolabını kilitledi, markete gitmek üzere harekete geçti. Birkaç ufak ihtiyacını aldı, onları da diğerlerinin yanına bırakmak için dolabına geri döndü. Dolapların önüne geldiğinde öylece dondu kaldı. Eşyalarını bıraktığı dolabı hatırlamayordu. Sakin kalarak birkaç dolabı denedi. Alarmlar çalmaya başladı. Vazgeçti denemekten, güvenliğin bulunduğu noktaya gitti.  "Afedersiniz, yardımcı olabilir misiniz? Eşyalarımı dolaba bıraktım. Numarasını unuttum. Açamıyorum. Telefon edildi üstlere, kamera görüntülerine bakmaya başladıl
Son limanım olur musun? İlk gördüğüm anda, bu ne şimdi demiştim. Ertesi gün unuttum itiraf ediyorum. Çünkü her gördüğümüz insanda ve duyguda kalmayız ki..Şartlar, ortam, yaşam telaşı. Ama hissettiğim bu ne şimdi idi. Aradan 4 yıl geçti o anı unutmadım. Sıcacık bir adam. KoCanan bir teşekkür ederim sarılması,başarısını tebrik etmeme karşılık; içime akan "uzun zamandır bu kadar sıcak birini görmedim" duygusu ,gerçek bir adam mı bu....Unutmam. Unutamam. İçime soba koymuşlardı sanki. Başımdan ayağıma birşey aktı, sevgi,nasıl olduğunu anlamadığım bir enerji. Sıcacık bir güven duygusu, şefkat, samimiyet, yumuşaklık, huzur, tevazu. . Ertesi gün aklıma gelmedi karşılaşmak, hayat ama, yine çıktı karşıma. Bana mı öyle geldi bilmiyorum, o da beni gördü uzaktan, kendine güvenli, cool, yanında genç bir hanım,ayak üstü birkaç kelime konuşuldu, espri anlayışı hoş,yüreklendirici meslek konusunda, kocaman mavi gözler, muzur, fırlama, dedemin mavi gözleri vardı, çocukken aşıktım ona,yanında