Posts

Showing posts from August 16, 2020
UMUT BİTERSE İŞTE O GÜN BİTERİZ Bu yaklaşık beş sene önce söylediğim bir cümle. Yazıldığı gibi okunuyor belki  Belki de farklı okunuşları var. Bugün öldüğünü öğrendiğim arkadaşım nasıl okudu acaba? Markette satılmıyor umut. Bir pazar yerinde küfeye koyamazsınız umudu. Yeraltında yok yada gökyüzünde. Lokantada yok. Çay bahçesinde mevcut değil. Sosyal medyada da  yok. Nerede peki bu umut.  Umut hayatın içinde de değil. Umut sizin en derinlerinizde. Sizin aşık oluşunuzda. Sevdada, çiçekte, denizde, çayda, gölde,nehirde, sevişmekde, sporda, yıldızda, ayda, kirazda ,çilekde, elmada, koşmakda, dans etmekte, renklerde, renklilikte, bazen çikolatada, sevgide, seksde,midye kabuklarında, taşlarda,yosunlarda...Herşeyde umut.  Umut bütün bunlardan aldığınız keyifte. Geleceğe baktığınız gözlerde, bir oyuncağa gülümseyerek bakışta bazen umut . Umut biter mi? Biter işte o zaman hayat da biter. Değişime, olumlu sonuçların geleceğine olumsuz bakış umutsuzluğa neden olur. Hastaysanız iyileşeceğin
Çok büyük olmayan bir bahçenin önünde geçerken takıldı gözüme zıpzıp tabir edilen oyuncak, içinde 9 yaşlarında iki erkek çocuğu.Gözlerim diğer oyuncakları aradı.Gecikmedim bulmakta. Küçük bisiklet ki bu daha ufak çocukların olduğunu gösterir; bir hamak bebek battaniyesi üstünde ;kovalar;kürkler...Küçük arabalar. Çocuk kahkahaları. Eliza geldi aklıma Eliza küçük bir kızdı .Bir büyüğü vardı Menny.Küçükle daha çok vakit geçirdim. Ve ayrılık geldi. Çünkü onlar gitti. Sevgi? O bitmedi Küçük kız benimle trenleri keşfetti. Hayaller kurduk birlikte seyahat hayalleri. Gemilere uçaklara bindik. Hiç niyeti yoktu benden ayrılmaya. Ama yetişkinler kıskanırlar bazen kendi çocuklarını bir başkasından. Hiç unutmayacağım küçük başı kucağımdayken pantolonum yada eteğimle oynamasını. Attığı kahkahaları. Taklitlerini. "Senin işin dünyayı Güzelleştirmek "deyişini "Dünya tatsız. Ben sevmedim deyişini " Sevgi bazen anlaşılamayacak kadar kuvvetli olabilir. Ve Çocuk onun kimi nede
Sormadın ki..Sormadın. Sorsaydın yaşamak isteyecektim belki. Biliyor musun seni sevdim? Küçük bir cafede tanışmıştık.Hatırlar mısın, ?Siyah gömlek siyah pantolon vardı üstünde. Çok yakışıklıydın. Evet elbisem vardı, üstü küçük puantiyeli. Önce fark etmedim seni. Sonra kaç kere geçtin önümden bilmiyorum; gördüm en sonunda. Saçların çok güzeldi. Senin gibi. İzin istedin oturdun. Konuşmaya başladın herşeyden. Yurt dışında okumuştun. Ne tatlıydı dilin. Nereden bilecektim. ... Ailen de eğitimliydi.Ne tatlı insanlardı, nasıl da sevmişlerdi beni.  İlk sevişmemiz çok uzun sürmüştü tören gibi. Yurtdışına ilk çıktığımızda korktum diye elimi tutmuştun uçakta. Kıyamazdın ki bana. Elime sıcak su döküldüğünde ağlamıştın benimle. Düşmüştüm, dizim kanamıştı. Senin için gitmişti canım yandı diye.  Uyumadan kaç gece seyrettin beni bilmiyorum. Okşayarak uyuttun kim bilir kaç gece. İlk gittiğimiz filmi de hatırlıyorum, kahkahalarımızı da. Sonra. ... Sana ilk aldığım hediye kitapdı. Başını omuzuma
İçindeki Çocuk  İçindeki 5 yaşında sen olmuşsun 25 yaşlandım diyorsun. 35 olduğunda dünya bitmiş gibi geliyor. 45 olduysan sanki ölüme çeyrek kalmışçasına hareketler ve duygular sarıyor etrafını. 55 yada 65 isen öldün zaten. Yapma !Her yaşta yaşamak istiyor içindeki.  O kumlarda koşturmak, kumdan kaleler yapmak, çimenlerde çıplak ayakla yürümek, salıncakta sallanmak, tahteravalliye binmek, üstünü başını çamur yapmak, boyaları özgürce kullanmak, şen kahkahalar atmak, zıplamak, hoplamak istiyor. Küçük bir çocuğa aşık olmak geçiyor içinden ve oluveriyor. 5 yaşında ne aşkı deme ,çünkü o senden daha iyi biliyor aşkı. Arzusu ve sevişme isteğini bilmiyor bu yüzden tüm saflığıyla yaşıyor aşkını. Bazen hayal kuruyor sevdiğiyle evlenme hayali, resimlerine yansıtıyor. Bazen de ayrılmak zorunda kalıyor sevdiğinden.  Şekeri de seviyor çikolatayı da .Derdi yok ki kilo almak ile ilgili. Yeşili ve hayvanları da çok seviyor o...Korumak istiyor hepsini.  Hayatı dolu dolu yaşıyor içindeki .Olması
Yüzmeyi yürüyüşe tercih ettiğim bir gündü. Dünyadaki en mutlu olduğum anlar spor yaptığım o muazzam saatler. Yürümek uçsuz bucaksız bir alanda yapılan keşifler toplamı. Hiç birgün diğerinin aynı olmayan. Yüzmek yürümek gibi bir meydan okuma durumu. İlk antreman Belki keyifsiz olur. Daha sonra ise açılır kollar, bacaklar daha kuvvetli çırpılır.Nefes her antremanda daha da açılır. Ve siz gücünüzün arttığını farkedersiniz. Hiçbir zorluk yıldıramaz sizi.  Denizde yüzmek başka bir keyif.Yüzme alanı genişledikçe keyif artar. Bazı günler, bugünkü gibi martılar çığlıklar atarlar üzerinizde. Siz "beni balık sandılar "diye düşünürken; yunusların yanınızda, balıkların altınızdan geçtiğini göremezsiniz. Yüzmekle meşgul olduğunuzdan bu olağanüstü canlıları kaçırırsınız; aynı hayat gibi. Günlük rutinlerin içinde kaçırdığınız hayat gibi. O kadar kaptırırsınız ki kendinizi yaptığınız işe, karşınıza çıkan fırsatları, keyif alınacak insanları, zevkleri,deneyimleri yaşamadan yok olur gidersini