Posts

Showing posts from October 14, 2018
Hediye Paketi...... Hediyeleri sever misiniz? Yüzünüze bir gülümseme yada hüzün oturdu şu an..En son aldığınız veya uzun zamandır almadığınız hediyeyi düşündünüz. . Belki okul bitirme hediyesi olarak babanızdan gelecek arabayı, belki evlilik yıldönümünüzde eşinizden gelecek kol düğmesini, belki de nişanlınızdan gelecek tek taşı.... Eski hediyeleri belki kimbilir. Geçtiğimiz hayatlardaki hediyelerimizi. .Ne güzel yada be zor ilişkiler, evlilikler, çocukluklardı. Aldıklarımızı, verdiklerimizi, beklediklerimizi.  Hayatımıza gelip hediye etkisi yaratanları. Yada gittiklerinde hediye almışçasına yüzümüzü güldürenleri. .. Hayatlarına girdiğimizde hediye niteliği taşıdığımız o adamları, kadınları. ..Hayatlarından çıktığımızda, dünyanın en kıymetli hediyesini almış gibi sevinenleri.  İlk hediyenizi de düşündünüz. Kimden ve nasıl geldiğini. Hatırlayamamanın verdiği huzursuzluk ve hatırlamanın verdiği sonsuz mutluluk. Hepsini düşündünüz biliyorum. . Dün akşam eski bir arkadaşımla
Hızlı yürümeye çalışıyordu. Hava çok soğuktu. Ayakkabılarının topukları içeriye doğru kaymıştı. Üstleri yırtıktı. Tabanları yoktu. Bit ara ayağı kaydı.Bileği burkulur gibi oldu. Devam etti yürümeye. Ayağında bir etek, üstünde mont olan bu kadın sadece yürüyor ve arada, kendi kendine konuşuyordu.  -Niye söylemedin.Kendimi küçük düşürmeme izin verdin. Onunla yattığını, onu becerdiğini ve aşık olduğunu niye söylemedin.Bana 1 sene boyunca hiç vaktim yok derken hiç yüzün kızarmadı mı?Söyleseydin ya ,seni istemiyorum, seni sevmiyorum.  Adam söylememiş, uzun süredir hayatında olan kadınla olduğunu, bazen ona sadakatini kaybettiğini. ..Sebebin bu olduğunu. .. Nefes alamıyordu. Adam ,bu uzun ilşkidekinin değil, diğerinin yanındaydı. Yalan söylemişti.  Kendine yalan söyleyen herkese yalan söyler dedi Niki. ... Yürüyordu. Gözyaşları kurmuştu. 4 sene boyunca dokunamadan sevdiği, koruduğu bu adamla arasında bir bağ olduğuna inandırılmıştı. Geçmiyor öfkem. Bitmiyor. ... Yürüdü, düşündü. ..Bi
Bir sokakta,köşe başında gördüm onu.Öylece dikiliyordu. 38,40 yaşlarında,ince,1.60 boylarında bir kadındı. Omuzlarına inen sarı saçları yağmurdan sırılsıklam olmuş ve yüzüne yapışmıştı. Yeşil pantolonunu, yeşil-lacivert bir swetshirt ile  tamamlamıştı.Üzerinde değişik Jean mont vardı. Kolundaki bileklikler ve ayakkabıları hakiye yakın olan pantolonuyla son derece uyumluydu.Çantasıda öyle.  Bir koluyla duvara yaslanmış ağlıyordu. Yağmur hızını azaltmıştı. Beni gördü. Yüzüme baktı. Akan gözyaşlarını silerken, -Çok yağdı ,dedi.  -Yakalanmadım,diye karşılık verdim gülümseyerek. Ağlamak iyidir. Dışarıya aksın duygular diye ekledim.  -Atmıyorum içime, dedi.Elleri titriyor, cümleleri zorlukla tamamlıyordu. Ben,dedi..Ben...Çok bunaldım. Konuşmak, bir kahve içsek.. Tereddütüm yoktu. Yalnızdı. Ve sığınacak birine ihtiyacı vardı. Yakındaki bir cafeye gittik.Anlatmaya başladı.  -Öğretmenim ben,işimden ayrıldım. Sonra.herşey çok karıştı. Ev çok dağınık.Sonra o geldi. Aşk.O da bitirdi. ..
Güçlü olmak nedir  ?Buna nasıl karar verilir, ?Kime güçlü denilebilir? Öldürmeyen acı gerçekten güçlendirir mi?Güçlü olmak tercihe bağlı mı?  Uzar gider sorular. Bu gece caddelerde insanların arasına karışmış,onları izlerken farkettim. Kimseye ihtiyacım olmadığını.  Kolay değil.1.5 yaşımda farketmiştim güçlü olmam gerektiğini.Bir gece yarısı uykumun en derin yerinde,içeriden gelen babamın o kocaman sesi annemin çocuk uyuyorları, annemin küçük kuzeninin tamam enişte gidiyorumları ile  yataktan fırladığımda 5 yaşımdaydım. Koşup babamın bacaklarına sarılmıştım yapma baba ,yapma.Uzun boylu, yapılı olan bu adam, ne kadar da küçük görünmüştü gözüme. Sakinleşmiş ve gidip yatmıştı. Annemin teyzesinin oğlu o çocuk Üzgün gidiyorum ama sen üzülme dedi.Tuhaf olan bu zulme maruz kalan annemin ne yaptığını hiç hatırlamıyor olmam. Kavga, şiddet, travma, ....Kimbilir kaç evden biri de bizimdi bunların yaşandığı. Tek fark vardı. Ben korkmuyor,büyümeyi bekliyordum.  Ve 15 yaşımda. ..İşte o gün gücü e