Bir sokakta,köşe başında gördüm onu.Öylece dikiliyordu. 38,40 yaşlarında,ince,1.60 boylarında bir kadındı. Omuzlarına inen sarı saçları yağmurdan sırılsıklam olmuş ve yüzüne yapışmıştı. Yeşil pantolonunu, yeşil-lacivert bir swetshirt ile 
tamamlamıştı.Üzerinde değişik Jean mont vardı. Kolundaki bileklikler ve ayakkabıları hakiye yakın olan pantolonuyla son derece uyumluydu.Çantasıda öyle. 
Bir koluyla duvara yaslanmış ağlıyordu. Yağmur hızını azaltmıştı. Beni gördü. Yüzüme baktı. Akan gözyaşlarını silerken, -Çok yağdı ,dedi. 
-Yakalanmadım,diye karşılık verdim gülümseyerek. Ağlamak iyidir. Dışarıya aksın duygular diye ekledim. 
-Atmıyorum içime, dedi.Elleri titriyor, cümleleri zorlukla tamamlıyordu. Ben,dedi..Ben...Çok bunaldım. Konuşmak, bir kahve içsek..
Tereddütüm yoktu. Yalnızdı. Ve sığınacak birine ihtiyacı vardı. Yakındaki bir cafeye gittik.Anlatmaya başladı. 
-Öğretmenim ben,işimden ayrıldım. Sonra.herşey çok karıştı. Ev çok dağınık.Sonra o geldi. Aşk.O da bitirdi. ..
Yorgundu. Hasta olduğunu düşünüyordu, biraz hastaydı. Ama,güçsüz hissetmesinin asıl nedeni, hastalık ve işsizlik değil sevgisizlik ve yalnızlıktı. 
O gece konuştuk. İki seçenek sundum ona;
Ya yaşayacak, yada Öleceksin 
DENEYECEĞİM dedi...
Her yağmurdan sonra güneş doğduğunu unutma. Ve kendini sev bu gece, duştan sonra. 
Erkekler bir işe yaramıyor, bilmiyorlar dedi..
Ayrılırken. .Gülümsüyordu 
Sevgi iyileştirir ve güzelleştirir dünyayı 
Unutmamanız dileğiyle. 
Sevgim üstünüze olsun 

Comments

Popular posts from this blog

Yara