Özgürlük

Oldum olası sevmişimdir deniz kabuklarını, taşlarI, midye kabuklarını toplamayı. Hiç denemeyen var mıdır bilmiyorum.Dalgalar hafifçe yada kuvvetli ayağınızı okşar,kumlar ayaklarınızın altına özenle masaj yapar..Siz bir tane daha buldum, bu da çok güzel,ayyy çok değişik,renklerine bak ,tamam da nasıl götüreceğim bunları düşünceleri ve sevinçleri içinde oradan oraya koşturur, kumsalda gidilmedik köşe bucak bırakmazken;martılarda çığlıklarI ve sesizlikleriyle size eşlik ederler. Bazen,eğer şanslıysanız yanınıza gelip öylece durur ve izlerler bu keyifli telaşınızı.





 

    
Arada gözünüz denize ilişir. Ne kadar büyük ve heybetli diye düşünürsünüz. Ne kadar özgür.Onun gşbi heybetli ,güçlü, özgür olmak istersiniz bir an. 
  Sonra ölesiye korkarsınız bu düşünceden. Ucu bucağınI sınırı olmayan bir özgürlüğe sahip olmak düşüncesi 40 derece sıcakta bile üşütür sizi.Mümkün müdür bu ?Kalıplar,baskılar sınırlar olmadan yaşamak öyle mi?Olamaz ki.Kaybolur gider insan.Yalnız özgür. .??Yapamaz ki?Hayır nasıl olur..
işte bir taş daha buldum..Ne güzel. .Biraz daha terapileri devam..Boyasam mı naturel mi bıraksam..
Peki ya mümkünse böyle bir güç ve özgürlük. Deniz kadar değişken olmama izin vardır belki de! Kim koydu bu kalıpları aklıma,yüreğime,bedenime? 
Bu düşüncelerle kumsal bitmiştir. Yüzünüz de kocaman bir gülümseme,elinizde taşlar ve kabuklar. Daha güçlü adımlarla dönme vakti gelmiştir. 
Sevgim üstünüze olsun. 
  


 
 
 
 
 
 
  
 
 

  

  
 

 

Comments

Popular posts from this blog

Yara