Paşam durun Paşam...
15,16 yaşlarında, siyah saçları, siyah gözleri olan ince yapılı genç kız; elinde bir demet papatya ile koşuyordu. Kısa bir ceket giymişti üstüne, uzun bir etek, ayağında botları, kırmızı bir atkı boynunda. Koşarken elindeki bir kağıda sarılmış paketi düşürdü. Aldı yerden ve ince yapılı elleriyle temizledi tozunu koşmaya devam etti. Ankara'nın ara sokaklarının, kestirme çıkışlarının tümünü biliyordu. Saçlarını at kuyruğu yapmış,özenle örmüştü. Üstündekiler yeni değildi, ama temizdi. Botları yırtılmaya yüz tutmuştu. Siyah postala benzeyen botlardı bunlar. Bir ara durdu, çözülen bağcığını bağladı, koşmaya devam etti. Sokaklar hareketliydi. İnsanlar en güzel giysilerini giymişler, bayrama gider gibi hazırlanmışlardı. Hızlı adımlarla hepsi aynı yöne gidiyorlardı. Nefes almak için durdu bir ara, sonra yeniden koşmaya devam etti.Bazı sokaklar insanlardan geçilmiyor bu durumda yönünü diğer bir sokağa çeviriyordu. 
Sonunda ulaşmak istediği yere varmıştı. Muazzam bir kalabalık vardı burada,.İnsanlar özenle giyinmiş,bir sesizlik ve heyecanla, bir şeyi yada birini bekliyor gibiydiler.Araba göründü, uzaktan,alkışlar başladı coşkuyla. Genç kız kalabalığı yara yara, en öne doğru ilerliyordu, elinde papatyaları ve paketi ile. Bu arada koşarken, saçları biraz dağılmış, alnında boncuk boncuk terler oluşmuş, nefes nefese kalmış, dudakları kurumuştu .Bir gece önceki yüksek ateşin etkisiyle çıkan uçuk tüm dikkat çekiciliği ile dudağına yerleşmişti. Araba yaklaştığında en öne ilerlemeyi başarmıştı. Ve bir anda ,kendini insanların sesleri ve çığlıkları arasında arabanın önüne attı.Araba aniden durdu.  
Diğer arabalardan hemen koşup geldiler onu arabanın önünden almaya, .Bu sırada elindeki paketi ve papatyaları düştü,ağlamaya başladı.Onları yerden almaya çalışırken sesleniyordu olanca gücüyle. 
"Paşam, Durun Paşammmm"
Arabanın camı açıldı. Bir el çıktı dışarı.İşaret etti birilerine, hemen koşup yanına geldiler. Kapısını açtılar. İçinden adeta iki metre boyunda bir adam,genç kızın gözünde.Tüm heybetiyle konuştu,"Çocuğu getirin"Nazikçe tuttular kolundan, bu heybetli, şık giyimli, ince fiziğe sahip adamın yanına getirdiler. Gözlerine baktı genç kız,Çakmak Çakmak ateş topu gibiydi, hüzün vardı gözlerinde, zekâ vardı, güç vardı, iyilik vardı. 
"Ölebilirdin. Korktuttun bizi "dedi. Bu sırada cebindeki mendili çıkarmış, kızın alnındaki boncukları silmeye başlamıştı. 
PaŞam demeye çalıştı genç kız, konuşamadı, korkudan, heyecandan, öksürmeğe başladı. Bu heyetli adam işaret etti eliyle, su getirdiler. "Hasta mısın sen bakim? "Boğazı biraz düzelmişti. "Üşüttüm biraz "dediSonra devam etti.Paşam ben..Ben çok ..Seni...
Sustu, çiçekleri ve paketi uzattı, "Senin için topladım, bu da sana ,;üşüme diye. Paketi ve çiçekleri aldı Paşa.Çiçekleri hemen aldı yanındakilerden biri, paketi açtı. Siyah bir kaşkol çıktı içinden. 
"Sen mi ördün "
"Evet Paşam ...Üşüme diye. Titriyordu konuşurken. Bir cümle daha söylemek için topladı tüm gücünü 
"Seni seviyorum çünkü Paşam "ellerine kapandı  ,çakmak gözlü bu dev gibi adamın. "Beni de götür. Yerleri silerim, giysilerini yıkarım, yemek yaparım. Paşam nolur, beni de götür. 
Paşa gülümsedi hafifçe 
"Okuyor musun sen? "
"Okuyorum Paşam "
"Ben bu ülkedeki tüm kız çocuklarının okumasını istiyorum. Kendi ayakları üzerinde duran kadınlar olmalarını. Erkeklere hizmet etmelerini istemiyorum. Özgür, güçlü, saygıdeğer olmalarını istiyorum. "
"Şimdi sana soruyorum,beni gerçekten seviyor musun ".
"Paşam nasıl lakırdı. Öl de öleyim "
"Ölme, dedi Paşa. 
"Oku ve güçlü ol.Kendi ayaklarının üzerinde dur, bir erkeğe boyun eğmeden. Seçimlerin, kararların sana ait olsun, "
"Şimdi söyle bakalım, söz mü "
"Söz derken geç kız göz yaşları atkısını ıslatmıştı. SÖz paşam,söz"
Aferin dedi çakmak gözlü,güzel adam...
Arabaya binip uzaklaşmaya başladığında  

Arabanın arkasından, göğsüne bastırdığı mendili ile Genç kız biliyordu, yeni bir hayat onu bekliyordu. 


Comments

Popular posts from this blog

Yara