"GITTI "

"Bir Kadının Hikayesi "
Gitti. Yok artık. Tüm çabalarıma rağmen gitti. Dönüp dönmeyeceği belli değil. Dönüp dönmeyeceği belli olmayan, giderken de bende olmayan, sen gel demeyen birini elbetteki unutacağım. Daha doğrusu karakterlerimden, içimdeki "ben"lerden sadece biri unutacak ya diğerleri. İşte onlar için hayatlarındaki en zor dönemlerden bir tanesi başlıyor. Bu dönem ki ne açlık, ne zorluklar, ne de soğuk yada hastalıklar bu dönem gibi değildi onlar için.Akla gelebilecek her tür zorluğun üstesinden kalkan bu karakterler yada başka deyişle benler bu olayla dağılmaya hazır kum tepeleri gibiler. 
Bir tanesi kendini yerden yere atarak ağlamak istiyor. Bağırarak, haykırarak, yerlerde sürünerek yaşamak istiyor duygusunu. Kimseyi umursamadan. 
Bir diğeri onunla gittiği heryer hergün karşısına çıkacağı için. Gitmek istiyor. Onunla gittiği mekanlara gidip sızana kadar içmek isteği de yok değil. Alkol seviyor olsa. 
Bir diğeri anılara tutunma peşinde. Duygusunu bu anılarla besleyip onu unutmamanın derdinde. 
İçlerindeki biri ise bunların tam tersi. O, bu yazıyı yazan ben. İki aylığına giden, giderken sen de gel demeyen, fiziki olarak dönse bile ruhen dönmemesi muhtemel ,teslim olduğu, hayatının en özelini , uzun zamandır muhafaza ettiğini paylaştığı, bunu paylaşacak kadar bir yol, bir hayat paylaşmak istediği,beğendiği, aşık olma eğiliminde olduğu, çok güldüğü, çok eğlendiği bu adamı unutmaya çalışacak, adam kendini iki ayda hatırlatmazsa eğer. 
Her zaman birilerini bulmayan benim gibi "ben"lerin kafası epeyce karışık, çokça yorgun, pek fazla dargınlar.Artık tek başlarına verdikleri mücadelede bir hayat arkadaşı istiyorlar. Bunu evlilik ile sonlandırmak gibi bir dertleri olmamakla birlikte, tuttukları eli ,7 senede bir tuttukları eli bırakmak istemiyorlar. Bulduklarını kaybetmek ağır geliyor artık. Dipdibe ilşki merakında olmayan bu "ben"ler sevgi ve paylaşımda da yarıda kalınca sudan çıkmış balık gibi çırpınıp ölüyorlar. İnsanların tanıdığım en güçlü kadınsın tanımlamasındaki :"kadın "özellikleri olmuyor. İçlerindeki çocuklar nefes almıyor. Onlara kadınlıklarını hatırlatıp, hatırlatmayı sürdürecek erkekler olmadığı sürece güçlü görünen bu kadınlar sadece yaşayan bir canlı olmaktan öteye gidemiyor. 
Mutsuz kadınlar cehennemi. Sert, erkek gibi, saldırmaya açık o kadar çok kadın var ki , kaçının orgazm olduğunu, kaçının ruhuna dokunulduğunu, kaçının kendisine özel hissettirildiğini anlamak için dahi olmaya gerek yok. 
Bu yazdığım hikaye bir kadının değil, belki tek başına uyuyan birçok kadının hikayesi.Vajinismusu bile cinsel terapi olmadan yenebilecek kadar kadının ruhunu anlayan erkekler var hâlâ. Bu erkekler tuttukları eli bırakmamayı da başarsalar heryer romantik aşk filmi kokar. 
Ruhların birbirini bulduğu, seviştiği, bir bütün olduğu hayatlar diliyorum. İstersek olur.
Mutlu kadınlar cennetine giden yol çok da zor değil. 

Comments

Popular posts from this blog

Yara