Hareket halindeki bir otobüsün peşinden koşmak gibidir Karşılıksız Aşk. ...
Durur, koşarsınız, yakaladığınızı zannettiğinizde yine hareket eder. Bazen ulaşır, adımınızı binebilecekmiş gibi atar, siz binemeden hareket ettiğinden canınız yanar. Kapıda sıkışırsınız bazen. Bazen inenler çarpar geçerler size bazen öfke, bazen neşeyle. Binenleri görürsünüz uzaktan, iç çeker hüzünlenirsiniz. Merak edersiniz otobüsün içini, koltuklarını, camlarını, rengini, büyüklüğünü, eksikliklerini, fazlalıklarını; onunla ulaşacağınız şehirleri, köyleri, ülkeleri yada hiç gitmeyeceğiniz yerleri. Tek yolu vardır öğrenmenizin, binmek. Ama otobüs ısrarlı ve kararlıdır:Sizi içine almayacaktır. Hah yakaladım dediğiniz bir anda öyle şiddetle uzaklaşır ki yanınızdan oturur ağlarsınız, kırılan kalbinizdir bu kez. Onu ikna edeceksinizdir, birlikte yapacağınız yolculuğun keyifli olacağına ama dinlemeye ve ikna olmaya yoktur ki niyeti. O bu deneyimi isteyip istemediğini bilmiyordur, sormamıştır kendine, reddetmek kolaydır, deneyim zordur. Bazen otobüsü zannettiğiniz yerde bulamazsınız, anlarsınız ki aslında o hiç orada olmamıştır. Bazen otobüs size bir hareket noktası verir, gidersiniz yok, vazgeçmiş başka bir yere gitmiş. Sizi almayan otobüs çok insanı alır ,bazılarını ömür boyu taşır. Six koltuklarına oturmadan ayakta gitmeye, yere oturmaya, sessiz kalmaya, onu  yormamaya kararlısınızdır, enerjiniz dizelden daha faydalıdır onun için ;ama otobüsün bundan haberi bile yoktur. Sonra...
Sonra bir an gelir, siz çok istemenize rağmen binmeyi, onunla yeni heyecanlar yaşamayı, gülmeyi, keşfetmeyi, bütün olmayı; vazgeçersiniz. Artık otobüsün peşinden koşmanıza gerek yoktur. 
Tutarsınız elinizi. .Okşarsınız saçınızı. 
Güle güle otobüs!


Comments

Popular posts from this blog

Yara