Merhaba
11 yaşımda çıktım sahneye.Bir okul piyesinde pekçok insan gibi.Tek fark bizi dünyanın en iyi sanatçılarından Pınar Çelebi Saner in çalıştırması idi.18 yaşında Bandırma Belediye Tiyatrosunda çalışmaya başladım. Daha önce tiyatro yapan kocaman kalpli adamlarla .Çehov da yaptık, Oyunlarla Yaşayanlar da.İki oyunda da tıpkı ilk okulda olduğu gibi yaşça benden büyük, sağlam karakterli kadınları ete kemiğe büründürdüm.Çok keyifli idi Ama kolay değildi. Oyunculuk,oynadıkları, yaşadıkça, deneyimledikçe gelişen bir meslek çünkü.
Üniversiteyi kazandım. Ve istemediğim bir bölümü okumak üzere Ankara yollarına koyuldum. 1.sınıfta ayrılmaya kalktığım bölümü keyifle olmasa da ,ite kaka 80 ile bitirdim. Aklım ,fikrim tiyatrodaydı.Piyano ve şan eğitimi almaya başladım.
Üniversite bitince konservatuar sınavlarına girdim. 1.sınavları kazandım. 2.ler olmadı..Liseden sonrada denemiştim. Çok heyecanlanıyor ,elim ayağına dolaşıyor, kırık dökük çıkıyor, çok üzülüyordum. Vazgeçmiyordum ama.Aşktı tiyatro, büyük aşk.
Ankara Sanat Tiyatrosu bir sınav açtı.Uzun yıllar sonra. Ben de girecektim. Korkuyordum. Ama girecektim. Konservatuvar sınavına girdiğim parçayı hazırladım.Mülakat çok iyiydi. Jüri muazzam. Girdim oynamaya başladım. Rutkay Aziz .Teşekkür ederiz dedi.Bozuldum .Lütfen dedim. Lütfen. Çok hazırladım ben.Dokunsanız ağlayacağım. Parçamı bitirdim. Çıktım. Yine bedbaht. Olmuştu kazanmıştım.Harika bir okuldu Ast. Sonra macera İstanbul a gelip bir sürü nadiren atlatmamla devam etti.Hala en büyük aşk tiyatro.
Öyle ileri geri konuşulacak, ortaya atılacak bir sanat dalı değil. Şevkle, tutkuyla, aşkla yapılan bir iş.
Geceleri uykunuzu kaçıran, bir oyun için aylarca araştırma yaptığınız bir iş. .
O yüzden sanatçı dediğiniz insanlara daha bir sygıyla yaklaşmalı ve kime sanatçı diyeceğinize iyi karar vermelisiniz.
Sadece sevgi iyileştirir. Unutmayın

Comments

Popular posts from this blog

Yara