Sana bir sır vereyim mi?Ama kimseye söylemek yok.
Küçük gözlerine baktım. Söyle ,söylemem ben kimseye. Söz mü? SÖZ.
Ben A ya çok aşığım ,deyiverdi. Beş yaşında bir kız çocuğundan bunu duymanın verdiği şaşkınlık ve mutlulukla gülümsedim. O da,sana aşık mı peki, diye sordum. Evet dedi.Sonra sohbet ettik biraz, evet aşıktı ona.Küçük başını dizime koyup uyudu. Saçlarını okşadım. Aşk, yaşın yok İşte aşk. Başka sırlarda paylaştı. Ablası da çok zeki ve akıllı. Ama biz bu ufaklıkla hayaller kurduk, daha fazla paylaştık birçok anı. Küçük başını; elini tutarken elime ve koluma bir dayayışı var ki dünya duruyor o anda. İlk kez dün 7 yaşında olanda başını koluma dayadı kurbağları ararken derede,elimi başına götürdüm hemen.Birgün aşkın resmini yaptı, eski ojeler ve boyayla. Akrilik boyayla tanıştılar, 5 ve 7 yaşındaki bu iki yavru. Korkularla yüzleştik, bana bir ara anne dedi ve  evlat sahibi olmanın nasıl olacağını hissettirdi, konuşmayı öğrendik, keşfettik bolca, oynadık, öğrendik, düşmenin değil kalmanın önemini vurguladık, sevdik çok sevdik. ...
Gidecekleri gün büyük aşkını gördü, gitmek ister misin diye sordum. Evet dedi. Seslendik ona, üçümüz yürüdük ona doğru. Yeşil gözlü oğlan  çocuğu, bizimkinin adını söyleyerek geldi,yüzünde bir gülümsemeyle, yanındaki kızı bırakarak. El ele tutuştular.Benin ufaklığın yüzünde kocaman gülümseme, gözleri gözlerimde, ışıl ışıl, küçük abla ve ben gülümsüyoruz sakince.Ben hemen gelirim, diyor oğlan, kızımızın elini bırakıyor. Biz gidiyoruz diyor kızlar;gitmek ve kalmak kavramını bilmiyor ki yeşil gözlü, tamam diyor, dönüyor arkasını. Aklıma benim yeşil gözlü geliyor, o aşk varken bir kez tutturmadı elini düşüncesi geçiyor  içimden. İki küçük el ellerimde .Kızıyoruz biraz küçük oğlana ama öfke yok içimizde. Rüzgar esiyor, kızlar uçuşan eteklerimi tutmak için sarılıyorlar bacaklarıma. 
Tüm gün her çocuğun sesini ona benzettim. Üçümüzün, ikimizin tüm anıları hafızamda, fotoğraflar koştu arada yardıma. Peki yazamadıklarım. Her zaman kızım olsun istemiştim, dört aylığına oldu. 
Güzellikleri doldurdum içlerine, kurbağların onu yemeyeceğini, yüz kere el yıkanmayacağını,öfke ve şiddete gerek olmadığını, konuşarak anlaşabileceğimizi ,otobüse binildiğinde olabilecek tehlikenin başka anlarda da olduğunu, ayıp ve günahın olmadığını,kötülüğün kendisi olduğunu, ebeveynlerin de yanılabileceğini ,korkunun olmadığını, uzak duracakları insanları, başka birçok seyi ama en önemlisi sevgi ve iyiliği öğretim. Unutmazlarsa. ....
Adımı söyleyen sesi kaç gün duyacağım bilmiyorum ama gidenlerden ve gitmelerden sıkıldım artık. ..
Team. .Sizi çok seviyorum. ..
Ben nefesim yettiği sürece. .

Comments

Popular posts from this blog

Yara