Sokağın ortasında duruyordu Arkadan ördüğü saçları dağılmıştı. Üzerimde uzun gri bir manto, boynunda füme rengi bir atkı, ayağında antrasit rengi dar bir Jean, ayağında nefti yeşil botları,yanında 3,4 çanta ve bir büyük valiz ile dimdik duruyordu. Gözü bir noktada sabitti.Yüzünde ciddi bir ifade, kimseye oynamıyordu gözleri. Üşümüştü belli ki yüzü beyaz olmuştu. Burnu kıpkırmızı. Titriyordu biraz, kaşları çatıktı, kimse dokunmasın der gibi. Farklı bir hali vardı, peki burada ne yapıyordu. Ben bir restauranta girdim, birileri ile buluştum. 3 saat sonra oradan çıktığımda ,hâlâ oradaydı. Dayanamadım, yanına gidip taksi bekler gibi yaptım. Bana hiç bakmadı, kendini kadın erkek herkesten sakınır durumdaydı demek ki..-Gelmedi mi?deyiverdim. Bana bakmadan -Anlamadım dedi. -Geçikmiş belli ki ,gelmedi mi ,bu erkekler böyle işte.
Haddimi aştığımı biliyordum ama onu konuşturmanın başka bir yolunu bulamamıştım. 
-Kimseyi beklemiyorum, sabahı bekliyorum, gitmek için, dedi.
-Nereye?
"-Bilmiyorum,"bunu söylerken gerçekten bilmediği her halinden belliydi. 
Karşıda sabaha kadar açık kahve ve bazı yiyecekler olan bir cafe vardı. -Kahve içelim mi diye sordum. Bendeki iyi niyeti farketmiş olmalı ki, başını salladı. Ben çantalarından birkaçını aldım, o da valizi ve diğerlerini alıp arkamdan geldi. İçeri girdik ve bir masaya oturduk. -Aç mısın diye sordum "Bilmiyorum "dedi. İki kahve siparişi verdim.Yanında da ceviz, meyve, toSt. .Kahveler geldi önce. Konuşmaya ben başladım. Onun pek hali yoktu konuşmaya. 
-Soğuk dedim, sadece başını salladı, öyle der gibi bir minik oldu yüzünde. Çok sessizdi. "Ben bir yazarım "dedim. Kitap yazıyorum, sıcak öyküler, hayat hikayeleri, hayaller. .Üç kitabım çıktı. Çok seviyorum hayalleri, yaratmayı, insanları gülümsetmeyi, çok seviyorum biraz olsun sıkıntılarından uzaklaştırmayı onları. "Hikayemi merak mı ettin"derken ilk kez yüzüme gözlerime baktı. Siyah delici bakışlardı bunlar. "Önce yiyelim,yani sen ye istersen ben doydum çünkü, ",dedim gülümseyerek. Bir ceviz aldı, "Yorgunum ",dedi, yorgunum. "Ben actress im yani öyleydim. Çok küçüktüm, karar vermiştim ne istediğime, çabaladım, dik durdum, yargıladılar,işsiz kaldım, eğitim aldım, başka sektörlerde denedim şansımı içimdeki sahne ve Işıklar hayaliyle iş aradım, bulamadım, borçlandım  işim ,evim yok. Gidiyorum, nereye bilmiyorum. Özet"
Yüzüm değişti. Anlamaya çalışıyordum, o kadar yorgundu ki anlatamıyordu. Belliydi yorgunluğu, mücadelesi, hergün denemişti,eğitim almış,videolar yapmış,yazmış, iş aramış,aramış,aramış 
"Görmediler beni,arzuladılar, hayran oldular, özendiler belki, saygı da duydular ama görmediler. Çalışmak ve üretmek istedim. İzin vermediler. İş teklifiyle gelip sevişmek istediler  ben gittikçe soğudum cinsellikten, erkeklerden, kadın olmaktan soğudum. Sıkıldım. Ölecek gücüm olsa, ona bile yok halim. Oysa öyle çok seviyorum ki hayatı. Herşeyi seviyorum. Gülmeyi, dansetmeyi, şarkı söylemeyi, tiyatroyu, heykeli, resmi, fotoğraf çekmeyi, sevmeyi sevilmeyi, operayı, piyano çalmayı, eğlenmeyi, sporu, yüzmeyi ve yürüyüşü biraz daha fazla, aşkı, sevdayı, insanları, hayvanları. .Üretmeyi, yazmayı, seviyorum işte. Net olmayı, yalan söylememeyi, dik durmayı  ,insanları kullanmamayı. Seviyorum işte. Her zorluktan dimdik çıkmayı seviyorum. 
Çok aşık oldum, o beni sevmedi, ben sevdim. Olsun. ."
Yorgundu. Sustu. 
"Gidiyorum dedi, nereye bilmiyorum, gidiyorum. 
Görmediler beni,bağırdım duymadınlar. İnsan kötü, hayvan gibi değil, hayvan sadece sevgiye gider ve seni sever. İnsansa o menfaatlere göre sever. Sana hayran olur, ama taşıyamaz, çalışamaz. Arzular. Görmek istemez aynayı, ayna tutanı. "
Yine sustu. Çok doluydu belli, zeki ve yaşanmışlığı çok bu kadını küstürmüşlerdi hayata 
"Nefes alacak halim yok,tutuyorum o yüzden "dedi. Ayağa kalktı. .
"Biraz daha kal lütfen. Sabaha var daha. "Oturdu yeniden. 
İyi de kal dedi. Her ne olursa olsun iyide kalmak gerek. Ne olacak ki hırs ve kötülük olsa. Biliyorum ki başarı orada. Yapamadım ben. Bence kimse yapmasın bunu. Bırakalım da iyi kazansın sadece iyi olduğu için kazansın. 
Sustu. Sonra ben biraz konuştum. Nahif ruhlara yer yok bu dünyada yanlış gelmişler adeta dedim. Gülüştük. Biraz yedik, kahve ve çay içtik, kadınsal sohbetler yaptık. Aşkta nasıl aptal yerine konulduğumuzdan bahsettik. Şiir okuduk. Sabah oldu, vedalaştık. Onu bir taksiye bindirdim. El salladım ardından. Bana boynundaki kolyeyi verdi, bir amatistti bu..Sarıldık gitti. 
Onu bir daha hiç görmedim. Kolyeyi de hiç çıkarmadım boynumdan. Dik duran,boyun eğmeyen kadınları yazmaya başladım var gücümle. 
Şimdi ne zaman bir yerde dik duran bir kadını görsem, önünde saygıyla eğilirim. 
Dik duran kadınları kucaklayın, onlar sevgiye ve yardıma ihtiyaçları olduğunu size asla söylemeyeceklerdir. Sizin anlamanız gerekecek. Onlar size sadece destek olurlar, acılarını içlerinde yaşarlar. 
Dik duran kadınlara selam olsun. Saygılarımla 

Comments

Popular posts from this blog

Yara